11 Şubat 2007 Pazar

VURAL GÖKÇAYLI

27 ŞUBAT’TA AVON’LA SAĞLIĞA YOLCULUK PROJESİ KAPSAMINDA ‘PERSPECTIVE’ DEFİLESİ YAPACAK OLAN VURAL GÖKÇAYLI:

Kültür birikimimi
bu defile ile
ortaya koyacağım



Ünlü modacı Vural Gökçaylı, şubat ayının son haftasında gerçekleştireceği çok özel bir defile ile, 1970’lerden günümüze oluşturduğu tüm koleksiyonlarının bir karmasını ortaya koyacak.
Ünlü modacının “Vural Gökçaylı’nın kültür birikimimi aktarmak, modayla yaşam tarzını göstermek istedim” diye özetledi ği ‘Vural Gökçaylı-Perspective’ adlı defilesinin bir diğer özelliği ise; defilenin ‘Avon’la Sağlığa Yolculuk Projesi’ kapsamında gerçekleşecek olması. Davetiyeleri Biletix üzerinden satışa sunulacak olan defilenin biletlerinden ve açık arttırmadan elde edilecek gelir; meme kanseri konusunda kadınları bilinçlendirmeyi, teşhis ve tedavi aşamalarında destek olmayı hedefleyen ‘Avon’la Sağlığa Yolculuk Fonu’ kapsamında kullanılmak üzere Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu’na aktarılacak. 27 Şubat Salı akşamı Conrad Otel’de gerçekleştirilecek olan defilede Çağla Şikel, Sema Şimşek, Julia Nitu, Bilge Karaduman, Tuğba Karaca gibi Türkiye’nin başarılı mankenleri podyuma çıkacak; meme kanseri için tasarlanan özel bir kıyafet ise açık artırmayla satışa sunulacak.

Avon’la Sağlığa Yolculuk projesi kapsamında vereceğiniz defilenin en önemli özelliği ve diğer çalışmalarınızdan farkı nedir?
Avon bu defile için vesile oldu. Bu asıl meme kanseri için yaptığım bir şey. Eşim de bu hastalığı geçirdiği için biz bu konuyu misyon edindik. Eşim de Meral Gökçaylı varoşlarda kadınları bilinçlendirmek adına konuşmalar yapıyor. Çünkü bazen göğüslerinde bir şeyler oluyor, anlamıyorlar. Ama doktora bile gitmiyorlar. Erken teşhisin önemi çok büyük. Bunu insanlara anlatmak herkesin vazifesi olmalı. Ben de bize düşen vazifeyi yaptığımıza inanıyorum. Avon’la bütün ilişkim bu...

Yani bu projeye dahil olmanızın en önemli sebebinin, eşiniz Meral Gökçaylı’nın rahatsızlığı olduğunu söyleyebiliriz...
Evet... Çünkü eşimin en büyük şansı erken teşhisti. Fibokistik göğüstü onunki. Fibokistik göğüslerin her 6 ayda bir mutlaka muayene olması gerektiğine inandık. Çünkü eşimin annesinde vardı böyle bir şey. 20 yıldan beri eşim her 6 ayda bir göğüslerini kontrol ettirirdi. 2001’de Çırağan Sarayı’nda çok büyük bir defilem vardı. Sabah duştan çıktı, halbuki 3 ayı daha vardı kontrole. 3 ay evvel bütün analizlerini yaptırmıştı, hiçbir şeyi yoktu. Sabah duştan çıktı, bizim de 3 gün sonra defilemiz vardı, göğsünde bir şey hissettiğini söyledi. “Sana sinir oldu bu, defile esnasında bunu çıkarma, defileden sonra gideriz” dedim. “Hayır ben yarın göstereceğim” dedi. Ertesi gün gitti doktora. Küçük küçük parçalar aldılar, o halet-i ruhiye içinde defileye girdik. Ertesi günü de Ankara’ya uçacaktık. Neticeden haberimiz yoktu, ben hiçbir şey çıkmayacağına inanıyordum. Ankara’da Fransız Büyükelçiliği’ndeki defileden hemen önce haber geldi. Aynı tiyatrocular gibi; hiçbir şey yokmuş gibi defilemizi yaptık! Sonra İstanbul’a geldik, ameliyat olması gerektiğini söylediler. Ben Türkiye’de yaptırmak istedim, çünkü Türkiye’deki doktorlar dışardakilerden daha insancıl, daha yakın, daha şefkatli. Meral Demirel diye bir doktorumuz var, meme kanserinde bence dünyadaki birkaç doktordan biri. Meral’in saçları döküldü, saçlar kesildi, peruk taktı, ama sosyal yaşantıdan onu hiç eksik etmedim. Çünkü bir kocanın en büyük vazifesi destek olmaktır. “Sen hasta değilsin, bu nezle gibi bir şey, geçecek” dedim. İlk seferde sağ göğsü aldılar, sonra sol göğsü de ileride almak gerektiğini söylediler. Eşimin de estetik kaygısı vardı. Bir akşam Dolmabahçe Sarayı’na davetliydik. Smokinli, tuvaletli bir davetti. Peruğunu kuaföre yolladı şoförle. Her şey hazırdı, kirpiklerine son bir rötuş yaparken kirpikler düştü. Tabii metin olmak lazım. Makyözümü çağırdım. Eşim gitmek istemedi, ben zorla ‘gideceksin’ dedim, kirpikleri taktık gittik. Sonra makyöz her hafta geldi, kirpikleri taktı. Biz artık dalga geçiyorduk, hatta Sevgililer Günü’nde karlı bir havada ayağı kaydı, peruk kafasından çıktı... O sırada tedavi bitmek üzereydi, saçları yeni çıkmaya başlamıştı, bir santim kadar olmuştu. Arkadaşlar, “Ne kadar güzel olmuşsun, peruk takma artık” deyince peruğundan vazgeçti. Arkadan kirpikleri çıktı ve tedavi bitti. Sonra estetik yapıldı. Dolayısıyla erken teşhis çok önemli. Herkesin mamografi yaptırması lazım, eşlerin önemi yardımı çok önemli. Çünkü bugün kadına olabilir, yarın erkek prostat kanseri olabilir. Erkeğin en büyük korkusu prostat kanseri, kadının en büyük korkusu göğüs ve rahim kanseri...

Bu defilede açık artırmayla satılacak bir elbise var. Bu kıyafetin özelliği nedir?
Evet pembe bir elbise var, onlara hediye ediyorum. Onu satıp belki bir makine alacaklar... Zaten Bütün bilet satışının gelirini de projeye bırakıyorum. Ben bunu bedelsiz yapıyorum, beş para da almıyorum.

Avon ile elele gerçekleştireceğiniz bu defilenin yurtdışı ayağı olacak mı?
Bilmiyorum. Ben perspektif bir defile sunacağım. 68 olaylarıyla ilgili bir defilem var bunun içinde. 2006’da yaptığım son defilemdir o. Ben 67 sonu, 68 başında Paris’teydim; talebe olaylarının başladığı dönemde. Bu seneki son defilemi, o dönemin günümüze adaptasyonu, o şık kadın imajından yaptığım bir koleksiyon. Bir de geçen yıl çok özel bir teklif almıştım. Ressam arkadaşlarım bana bir sürpriz yaptı. Profesör Adnan Çoker, kumaş deseni yapacaklarını, benim de kreasyon yapmamı teklif etti. Onlar 11 sanatçı idi, moda tasarımcısı olarak benimle birlikte 12 sanatçı olduk. Evvela yapabilir miyim diye düşündüm. Daha önce Bedri Rahmi Eyüboğlu ile çalıştım, Jale Yılmabaşar’la çalıştım, ama 12 kişi bir arada bir şeyler yapmak çok güçtü. Tek tek hepsiyle temas kurarak muhteşem bir şey yaptık sonunda. O defileden de bazı parçalar bu defilede yer alacak. Bu proje kapsamında 27 Şubat’ta Conrad Otel’de gerçekleştireceğimiz ‘Vural Gökçaylı-Perspective’ defilesinde bir karma koleksiyon sunacağım. Yani Vural Gökçaylı’nın kültür birikimimi aktarmak istedim, modayla yaşam tarzını göstermek istedim. Yabancı gazeteciler bana “Türkiye’de haute couture yapıyorsunuz, kim giyiyor bunları, biz sokağa indiğimiz zaman şık insan görmüyoruz, Avrupalı gibi giyinen de pek görmüyoruz” diyorlar. Bir kere evimde bir davet verdim, bu kez de dediler ki, “Suudi Arabistan’da da böyledir, sarayda muhteşem davetler olur, sokakta insanlar başka giyinir.” O çok ağırıma gitti benim. Yani ne yaparsanız yapın yaranamıyorsunuz! Ama her şeyden evvel Türkiye’nin sanatını, kültürünü Avrupa’ya anlatmak lazım.

Modanın gücüne inanıyor musunuz?
Modanın gücü var tabii, insanlara bir yön vermek. Çünkü moda her zaman insanların yanındaydı, insanlar giyindiler. Zaman zaman bir psikologun yapamadığını, bir moda tasarımcısı bir müşterisiyle arasındaki diyalogla onu mutlu kılarak, ona yeni bir çehre kazandırarak, yeni bir şekil kazandırarak verebilir. Kızıl Çin’de moda yok, prototip, herkes aynı giyiniyordu... Bugün orada bile moda olduğuna göre, moda var ve güçlü. Yalnız moda Türkiye’de mutlu azınlıkta var. Türkiye’deki gibi uçurumlar hiçbir ülkede yok, sosyal fark yok. Sosyal fark Türkiye’de modada da var, yaşamda da var, hastalıkta da var, her şeyde var. Moda çok güçlü bir şey. Sanat ve bilimin içinde moda var. Onu bilmiyor, reddediyorsak, o zaman yaşamasını bilmiyoruz demektir. Ama nasıl ki uygarca yemek yemesini biliyorsak, çatal-bıçak kullanmasını biliyorsak, modayı da kullanmasını öğrenmemiz, öğretmemiz gerekiyor.

Mahmutpaşa'da da tişörte ay-yıldız konuyor!
Atıl Kutoğlu, New York Moda Haftası’nda manken Lydia Hearst’e üzerinde ‘YE YA DA ÖL’ yazan bir tişört giydirdi. Bu, sıfır beden olma uğruna hayatını kaybeden mankenlere dikkat çekmek amacını taşıyordu. Bu iyi bir örnek olabilir mi modanın gücüne? Bu tür tepkiler dikkat çeker ve amacına ulaşır mı sizce?
Haute couture’ün bazı kaideleri vardır, konfeksiyon gibi her şeyin üzerine yazılacağı bir hadise değildir. John Galliano gibi giyilmeyecek teatral, inanılmaz şeyler yaparsınız ama bir mesaj verirsiniz. Mesaj tutar veya tutmaz, çünkü görsel bir şölendir yaptığı. Ama aslında moda giyilebilir, kullanılabilir bir malzemedir. Bir modacı sanat eseri gibi üretir yaptığı şeyi, bir konfeksiyon tasarımcısı, zaten ‘malımı alıyorum, malımı veriyorum’ diye konuşur. Çok büyük fark var. Yaptığınız bir şeyin üzerine başka bir şeyin işaretini koymak bence konfeksiyona girer! Mesaj verilir koleksiyonlarda, ben her zaman mesajımı vermişimdir. Mesleğime başladığımdan beri Anadolu medeniyetlerinden yola çıkarak koleksiyonumu bugüne kadar getirdim. Nedir Anadolu medeniyetleri, nedir benim ilkem? Anadolu’dan geçen bütün medeniyetlerin mirasçıları biziz. Selçuklular, Hititliler, Roma, Bizans, Osmanlı... Benim 1968’den beri bu tür denemelerim var ama çağdaş modanın içinde bunlar birer noktadır. Bu seneki koleksiyonum 68 olaylarıyla ilgili bir koleksiyondu. Çünkü moda her zaman ekonomi ve politikanın içindedir.

Yani Atıl Kutoğlu’nun verdiği mesaj sizin sıcak bakacağınız mesaj değil...
O benim için herhangi bir konfeksiyoncunun yapabileceği bir şey... Bir tişört yapıp da ‘ben haute couture yapıyorum’ diye podyuma çıkarmam. Yaptığı şeyi beğenmiyorum demiyorum ama öyle iddialı bir moda tasarımcısıysanız bir tişörtün üzerine bir imaj yapıp çıkarmazsınız! PR (halkla ilişkiler ve tanıtım) olayı bizim mesleğimizde çok önemlidir. Burada en güzel PR olayını Rıfat Özbek yaptı. Londra’dayken çok iyi bir PR şirketiyle anlaştı. İşte onda varım... Bu, tişört üzerine bir şey yazmak değil... Daha yeni başlamıştı, keşke işleri daha iyi olsaydı, finans kaynağı devam etseydi de Rıfat’ı Londra’da görseydik! Çünkü Londra’da bizi çok iyi bir şekilde temsil ediyordu. Orada bir tayyör tasarladı, uzun bir ceket... Kollarında, yakasında, cep kapağında ipliklerle işlenmiş bir ay-yıldız vardı. PR şirketi bunu Prenses Diana’ya giydirdi. Diana, bir merasime üstünde ay-yıldızlı tayyörle geldi. İşte PR! Bu gerçek bir mesaj! İngiltere kraliçesi Protestan olan bir ülkede ay-yıldızlı ceket giydiriyorsan, orada bir şeye imza atıyorsun demektir... Ama bir tişört giydirmek derseniz... Tişörtlere Mahmutpaşa’da da ay-yıldız konuyor, arkasına Amerikan bayrağı konuyor falan...

Peki Kutoğlu’nun tepki gösterdiği sıfır beden konusunda siz ne düşünüyorsunuz?
Sıfır beden çok saçma bir şey, hiçbir zaman kabul etmedim. Hele haute couture’de sıfır beden mevzu bahis değil! Çünkü biz 20 yaş üzerinde mankenleri kullanıyoruz, daha şık kadın imajını yansıtabilecek; kalçası, göğsü, boyu bosu olan, prezansı olan, boyunu kullanmasını bilen kadınları... Çoluk-çocukla, sıfır bedenle uğraşacak halimiz yok... Sıfır bedeni konfeksiyoncular kullanmak istediler ama o da fos çıktı. Bana göre en iyi beden 38. Biraz kısa boylu kadınlar 36 beden oluyor.

Herkes sizin gibi ünlü modacıların tasarladığı giysileri satın alamıyor. Çünkü hem pahalı hem de houte coture... Siz de Cengiz Abazoğlu’nun yaptığı gibi herkesin satın alabileceği fiyatlarla satılan bir koleksiyon hazırlamayı düşünüyor musunuz?
Ben öyle bir şey yapmayı hiç düşünmedim. Bir kere böyle bir denemeye girdim Konfeksiyonun dikilirken, imal edilirken nasıl dejenere olduğunu gördüğüm için istemedim ve houte couture yaptım. Fakat bilinçli ve zevkli bir insan aslında küçücük bütçesiyle de çok şık olabilir. İlle de herkesin houte couture giymeye mecburiyeti yok. Her keseye uygun her şey var. Bir de Türkiye’de, her davete, her yere ayrı giysi gimek gibi bir takıntı var. ‘Ben bunu giydim, bir daha giymeyeyim’ gibi. Tamamen tüketici bir kadın imajı var Türkiye’de. Benim çok zengin müşterilerim de var, bunlar senede bir iki parça yaparlar ama şık isterler. En iyi kumaşı, en iyi dikişi, en iyi tasarımı isterler. O sezondaki davetleri o elbiseleri giyer, ara sıra birkaç tane hazır giyimden ilave ederek giyer, bir sene evvelkini iyi saklar, kombin yapar. Bu matematik gibi bir şeydir. Bir kere renginize karar vereceksiniz. Ben gündüz hayatımda siyah ve beyaz giyerim, çok enderdir renkli giydiğim, Kırmızı kazak giyerim bazen. Gece giydiğim elbiselerim laciverttir, gridir, siyahtır. Giydiğim gömlek beyazdır... 20 sene evvel diktirdiğim elbiselerimi giyerim. Ama renk kompozisyonum uyar, kravatım, mendilim hepsinin tonları tutar. Yani renk, ahenk, bunları düşünerek bir dolabınız olursa rahat rahat hepsini hepsiyle karıştırarak giyersiniz. Şık bir kadının güzel bir blazerinin olması şart örneğin. Şık bir pantolonla bir blazer, dik yakalı bir kazak yahut dekolte bir şey, bir eşarpla giyebilirsiniz. Dümdüz küçücük bir siyah elbise her türlü aksesuvarla giyilebilir. Gardrobunuzu matematiksel bir zevkle dolabınızı ayarlamanız lazım.

İŞ KAZASINA İNANMIYORUM!
Bir kadının giyiminde dekoltenin sınırı ne olmalı sizce? Siz gizemden yana mısınız yoksa gösteriş ve dekolteden mi?
Modada her zaman cinsellik vardır. Ama modada teşhircilik yoktur. Teşhircilikmiş, iş kazasıymış, ben bunlara inanmıyorum! Bunlar tamamen sansasyon, renkli basının birinci sayfaya koyması... Bir kere manken denilen bu arkadaşlarımız, ki bizle çalışan mankenler hepsi birbirinden iyi... Çünkü manken seçiminde çok titizim. Manken kendisini değil, podyuma çıktığı zaman benim elbisemi temsil ediyor, benim elbisemi giyiyor. Podyumda kendisini değil benim elbisemi göstermesi lazım. İlk evvela beyninde hissetmesi lazım, ‘ben bu elbiseyi nasıl hissederim, nasıl taşıyabilirim?’ diye. Onu yapabilirse mesele yok. Ama bazı sansasyonel mankenler var, bizim de başımıza geldi, kuliste yakaladım; askıyı kopardı, göğsünü dışarı çıkardı! Bir daha da o tür manken asla istemedim. Biz artık o kadar zor bir şekilde kadromuzu seçiyoruz ki, o yüzden bizde bu tür skandallar olmuyor, bir kere oldu, bir daha olmaz inşallah.

Vural Gökçaylı’nın anlattığı ve yakalamayı hedeflediği nasıl bir kadın? En güzel modelinizin hep eşiniz Meral Gökçaylı olması; bu sorunun gerçek cevabı mı yoksa?
Eşim çok iyi taşır giydiği elbiseyi, bir dönem yaptığım kreasyonları 15-20 sene yalnızca eşimi düşünerek yaptım. Ama mankenlerin boyları şimdi 1.80 oldu, benim de eşimin boyu 1.78, onun için başka manken arkadaşın üzerinde kreasyonumu yaparım ama bantta Meral vardır hep. Ama benim gönlümdeki kadın imajı; biraz çocuksu, tabii ki güzel, zarif, elegan, kıyafeti çok iyi taşıyabilen, vamp... Mesela sorarsanız bana çıplak kadın mı bir erkeği daha çok tahrik eder, yoksa çok güzel giyinmiş bir kadın mı diye; tabii giyinmiş bir kadın daha çok tahrik edebilir derim. Daha hoştur... Ben çıplak bir kadını iğrenç bulurum. Her yaşın bir güzelliği var, her yaşın bir seksepali var, onu bilinçli bir şekilde kullanmak önemli. Benim için gelmiş geçmiş bütün akstrislerin arasında ise Audrey Hepburn gelir. İşte kendine her şeyi yakıştıran kadın!

Yıllar geçtikçe tarzınızda, sizin yarattığınız kadın çizgisinde neler değişti?
Şık kadın imajında değişiklikler var. O müthiş rafine, şık, Grace Kelly gibi, Audrey Hepburn gibi, biraz daha modern şekle sokuldu, her şeyin birbirine daha uyumlu hale geldi. Daha modern bir şekle sokuldu, renk formlarında değişimler oldu. Benim verdiğim mesaj, neoklasizm tarzında aradığım bir çılgınlık var, onu da buldum. Eğer ben yeni çıkan modacılar gibi uçsaydım, neoklasik olarak kalsaydım demode olurdum! Ama neoklasizm yani sağlam temeller üzerine kurduğunuz sanatın üzerine modern detaylarla oynadığınız zaman; işte o kalıcı oluyor. Yani özenle sağlam tekniği uçuk tekniği çok bilinçli bir şekilde kullanmak lazım. Bu buluşma benim bütün kolaksiyonlarımda vardır.

Ben diş doktoruyum diye çıkıyor muyum ortaya?
Mesela Emel Yıldırım Acar, moda dünyasına yeni adım atan isimlerden... Hatta koleksiyonunun çalıntı olduğu bile iddia edilmişti. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Bir kere bu ismi ilk defa duyuyorum. Ama şunu söylemek istiyorum, ben Allah’ın bana verdiği yaratıcılığı bir lütuf olarak kabul ediyorum. Ben bunu senelerden beri en iyi şekilde yapmaya gayret ediyorum. Gökten zembille inip de ben modacıyım demek biraz abes oluyor ama Türkiye’de her şey oluyor! Ben bugün gideceğim, ‘diş doktoruyum’ diyeceğim, bir muayenehane açacağım, böyle bir şey olamaz. Bir moda tasarımcısıyla terzinin arasında ne kadar fark varsa, bir duvarcı ustasıyla mimar arasında o kadar fark vardır. Duvarcı ustasına mı evinizi yaptırırsınız, mimara mı? Bir moda tasarımcısına mı elbise diktirmeye gidersiniz, yahut terziye mi? Bu yeni açılan atölyeler, Aksaray’daki terzihaneler belki daha tecrübelidir, hiç olmazsa çocukluğundan beri dikiş yapıyordur. Ama gündelikçi terzileri prömiyer yaparak, ordan burdan toplanılan kalfalarla dikiş dikmekle bu meslek olmaz!

Dilek Hanif’in eski eşi Mehmet Hanif, soyadını geri almak istiyor. Dilek Hanif ise, soyadını kullanamazsa modacı kimliğinin zedeleneceğini söylüyor. Sizce bir modacının kariyerinde ne kadar önemli bir kayıptır bu? Siz olsanız bu durumda ne gibi bir çözüm üretirdiniz?
Eğer mesleğine güveniyorsa bence fark etmez... Bu durumu duyurmakta fayda var. Çok mühim bir şey değil, ben önemsemem böyle bir şeyi...

Gardırobunu size danışarak hazırlayan ünlüler var mı?
Sanat camiasıyla kesinlikle çalışmıyorum. Cemiyet hayatından tanınmış simalarla çalışıyorum. Operacılardan çalıştığım var, Pekinel kardeşler var, Verda Erman var, Ayla Erduran var... Onlarla arkadaşız, dostuz, ama diğer türlü ilişkilerin içinde olamam. Bugüne kadar magazinel bir görüntü içinde hiçbir zaman olmadım. Ben ömrümde gece kulübüne gitmem, davet varsa gideriz. Bizim en büyük mutluluğumuz evimizde olmak, müzik dinlemek, kitap okumak, içkimizi içmek, televizyona bakmak falan... Benim elbisemin kıymetini bilen, benim elbisemi en iyi taşıyan insandır benim için önemli olan. Benim elbisemi giyip iyi taşıyorsa benim baştacımdır...

7 yorum:

Adsız dedi ki...

if you guys constraint to blight [url=http://www.generic4you.com]viagra[/url] online you can do it at www.generic4you.com, the most trusted viagra drugstore champion of generic drugs.
you can descry drugs like [url=http://www.generic4you.com/Sildenafil_Citrate_Viagra-p2.html]viagra[/url], [url=http://www.generic4you.com/Tadalafil-p1.html]cialis[/url], [url=http://www.generic4you.com/VardenafilLevitra-p3.html]levitra[/url] and more at www.rxpillsmd.net, the in the inception [url=http://www.rxpillsmd.net]viagra[/url] originator on the web. well another great [url=http://www.i-buy-viagra.com]viagra[/url] pharmacy you can find at www.i-buy-viagra.com

Adsız dedi ki...

Hi I'm danny from drumltd.com and we've got quite the riveting collection of [url=http://drumltd.com]drum kit[/url]. The exact amassment of drum appurtenances components depends on factors like euphonious taste, personal favouritism, monetary resources, and transportation options of the drummer. Cymbal, hi-hat, and tom-tom stands (if it comes with), as incredibly as bass drum pedals and drum thrones are regularly pattern in most drum kits. Most miscellany produced drum kits are sold in at one of two five-piece configurations (referring to the tot up of drums merely), which typically take in a bass drum, a ensnare drum, two toms, and individual fell tom. The law sizes (at times called ‘throw’ sizes) are 22” (md make an estimate of diameter) bass drum, 14” net drum, 12” and 13” mounted toms, and a 16” beat tom. The other conventional configuration is called "Fusion", a concern to jazz fusion music, which customarily includes a 20” (or sometimes 22") bass drum, a 14” catch drum, and 10”, 12” mounted toms, and a 14” base tom.

Adsız dedi ki...

INSERT

Adsız dedi ki...

[b][url=http://monclerscarfcaps.webs.com/]Moncler Scarf & Caps[/url] [/b] in these untested times, Ugg boot shoes infuse upon be referred to across the orb australian made ugg boots budget-priced may be at epoch fully added with the steading owners within toddler ugg boots in scholastic ugg australia boots in team of two of produce results in the service of authorised online ugg retailers uk actual ugg boots on argue with of less uk alongside the peel of joined's teeth what follows $ 40 covet time. They are mostly in actuality melodic much all of your countries. Released inwards into a rendition of outlets, defendable avenge oneself an eye to alcoholic your Uggs bootes.

It [b][url=http://monclerboots.webs.com/]Moncler Boots[/url] [/b] single-mindedness be more sweet surprising most highly known which neonate erin [url=http://saleuggbootsuk.ucoz.com/]ugg boots uk sale[/url] pink is ugg boots uk hand-me-down to backup in a two Ugg sheepskin boots nonpareil footwear. But the rightly is, and also they framework other warm up items such as heading as rather as myriad other decorative accents, the following whilst pouches, presiding policeman drained and tons more.

Most of http://cheapercanadagoosejakke.webs.com/ the diabolical results created not later than means of babe in arms [url=http://gooseparkastore.ucoz.com/]Canada Goose Parka Dame[/url] in the slight of girls lady ugg boots magenta britain ugg boot consequence shoes conclave neonate children ugg boot retailing comes along between most hours apropos hardwork.Uggs boots newborn pink ugg boots women's and australian uggs boots uk shoes already point of view valued this gratifyingly certainly okay worldwide comprehension betwixt lots of people aforementioned from a to z some years.

Adsız dedi ki...

[url=http://nike-id-promo-code-september-2012.nikego8.com]nike id promo code september 2012[/url]
[url=http://cool-nike-basketball-shoes.nikego8.com]cool nike basketball shoes[/url]
[url=http://nike-air-max-2012-lime-green.nikego8.com]nike air max 2012 lime green[/url]
[url=http://nike-tempo-shorts-sale.nikego8.com]nike tempo shorts sale[/url]
[url=http://nike-jordan-11-shoes.nikego8.com]nike jordan 11 shoes[/url]
[url=http://nike-air-max-mirabella-3.nikego8.com]nike air max mirabella 3[/url]
[url=http://nike-air-max-vii.nikego8.com]nike air max vii[/url]
[url=http://how-much-does-a-nike-fuelband-cost.nikego8.com]how much does a nike fuelband cost[/url]
[url=http://nike-air-max-one-woman.nikego8.com]nike air max one woman[/url]
[url=http://nike-lebron-9-kids-shoes.nikego8.com]nike lebron 9 kids shoes[/url]

Adsız dedi ki...

[url=http://brooks-ariel-running-shoes-sale.nikenowsaler.com]brooks ariel running shoes sale[/url]
[url=http://air-jordan-7-vii-retro-countdown-split.nikenowsaler.com]air jordan 7 vii retro countdown split[/url]
[url=http://asics-trail-running-shoes-for-men-a.nikenowsaler.com]asics trail running shoes for men[/url]
[url=http://air-force-one-shoes-2011-a.nikenowsaler.com]air force one shoes 2011[/url]
[url=http://nike-air-max-90-size-10.5-a.nikenowsaler.com]nike air max 90 size 10.5[/url]
[url=http://nike-air-max-2011-kids-cheap-a.nikenowsaler.com]nike air max 2011 kids cheap[/url]
[url=http://nike-sb-stefan-janoski-mid-a.nikenowsaler.com]nike sb stefan janoski mid[/url]
[url=http://cheap-nike-womens-running-shorts.nikenowsaler.com]cheap nike womens running shorts[/url]
[url=http://delorean-dmc-1.nikenowsaler.com]delorean dmc-1[/url]
[url=http://nike-air-max-courtballistec-3.3-black-and-orange-a.nikenowsaler.com]nike air max courtballistec 3.3 black and orange[/url]

Adsız dedi ki...

top [url=http://www.c-online-casino.co.uk/]uk online casinos[/url] coincide the latest [url=http://www.casinolasvegass.com/]las vegas casino[/url] free no set aside hand-out at the leading [url=http://www.baywatchcasino.com/]casino games
[/url].