BARIŞ'IN PROGRAMI İKİ
KÖŞELİYDİ BİZİMKİ DÖRT!
Mazhar - Fuat - Özkan üçlüsünün Fuat'ı ilk kez bir televizyon projesine 'evet' dedi! Barış Manço'nun porgramının yapımcı ve yönetmeni Erkmen Sağlam ile bir TV programı için kolları sıvayan Fuat Güner: İki programın tek ortak yanı; aile programı olmaları....
SEZEN BAŞARAN
Türkiye'nin gelmiş geçmiş en sevilen gruplarından MFÖ'nün güleryüzlü üyesi Fuat Güner, bundan 19 yıl önce Barış Manço'nun Türkiye'ye sevdirdiği '7'den 77'ye'yi akıllara getiren yepyeni bir televizyon programına başlıyor. Bugün ilk bölümü TRT 1 ekranında yayınlanacacak olan 'Fuat Güner'le Kuşaktan Kuşağa' adlı program, '7'den 77'ye'nin yönetmeni ve yapımcısı Erkmen Sağlam'ın imzasıyla izleyicisiyle buluşacak...
Güner, program için Anadolu efsanelerini, kahramanlık hikayelerini anlatacak; dünyada anlatılmaya ihtiyacı olan ülke ve kentleri gezecek. Ayrıca her hafta ünlü bir de konuğu olacak. Güner; çocuklarla sohbet etmeyi de ihmal etmeyecek...
ö 'Fuat Güner'le Kuşaktan Kuşağa' adlı programınızın, Barış Manço'nun 7'den 77'yesi ile benzerlikleri ve farklılıkları neler?
Fuat Güner: Başta; her iki programı yapan ekip aynı... '7'den 77'ye'nin yönetmeni Erkmen Sağlam, bu programın da yönetmeni. Onun yüzünden girdim bu işe aslında. O da benim yüzümden... Birbirimizi iteledik yani... (Gülüyor) Aslında '7'den 77'ye'nin devamı gibi değil ama ona benzeyen bir formatı var programın. Biz bu program için yeni baştan bir format yarattık. O iki köşeliydi, bu dört köşeli. Yani bunun daha fazla detayı var. Onda konuk yoktu, bende konuk var. Bunlar stüdyo çekimleri ama herhangi bir yerde de olabiliyor. Mesela bugün yayınlanacak ilk programın konuğu olan Ajda Pekkan'la Dolmabahçe Sarayı'nda çekim yaptık. Müjdat Gezen'le kendi tiyatro kulisinde... Mühim olan sohbetin güzel olması.
ö Program vesilesiyle hem Türkiye'yi hem de dünyanın ilginç noktalarını gezeceksiniz. Artık size 'modern seyyah' diyeceğiz herhalde...
F.G.: Biraz öyle... (Gülüyor) Nerelere gideceğimizi Erkmen araştırıyor. Gittiğimiz yerlerin insanlara anlatılmaya ihtiyacı olması lazım. Kimsenin bilmediği yerler olmalı. Bir ülkeyi seçerken, tabiat güzelliğine bakmıyoruz; tarihine, kültür yapısına, insanların yaşama şartlarındaki ilginçliklere bakıyoruz... Mesela Guinness Rekorlar Kitabı'na girmiş rekorlarla ilgili bir bölümümüz var. Kitaba girmiş olayları gidip yerinde görmek üzerine kurulu. Bu bölüm yeni; '7'den 77'ye'de yoktu.
Erkmen Sağlam: Zaten bu programın '7'den 77'ye' ile bir ilgisi yok. Ortak yanları; ikisinin de aile programı olması. Bir diğer benzerliği ise bizim o programı yapan ekip olmamız. Barış Manço'ya '7'den 77'ye'yi yazıp, araştıran, söyleten de bendim. Üslup birliği ister istemez olacak. Ama yeni köşeleriyle ve farklı yorumuyla ondan ayrılacak. '7'den 77'ye'de gidip bir yöreyi anlatıyorduk. Burada Anadolu efsanelerini, kahramanlıkları, mitolojik efsaneleri ele alacağız. Yani 7'den 77'ye ile hiç ilgisi yok, sadece andırıyor çünkü bu da bir aile programı.
ö Türkiye'de hikayesi ve efsaneleri olan yerleri tercih edeceksiniz. Yurtdışı seyahatlerinizde neler belirleyici olacak?
F.G.: İlk yaptığımız program için Urfa'ya; yurtdışında da Rio, Sao Paulo, Kolombiya-Bogota, Venezuella ve Caracas'a gittik. Mesela Rio nasıl, kaç tarihinde kurulmuş, kim keşfetmiş sorularından başlayarak; sosyal, kültürel ve tarihi yapısı, müziği, halkın nasıl yaşadığı gibi soruları cevaplayan bir yol çizdik. Bundan sonraki programlarda gittiğimiz ükedeki en iyi sanatçıyı; müzik adamı olabilir, ressam olabilir, programa konuk almak istiyoruz. Hatta belki ben onlarla birlikte müzik bile yapabilirim.
ö Bu formatta bir araya gelmek istediğiniz sanatçılar var mı?
F.G.: Olmaz mı; Paul McCartney! Elton John, Sting, Eric Clapton gibi isimlerle böyle projeler için hayal kurmazsanız bu işi yapamazsınız.
'EMNİYETTE HİSSETMELİYİM'
ö Programda Barış Manço'yu hatırlamamanın imkansız olduğu bir bölüm var; çocuklarla sohbet... Çocuklarla iletişiminiz nasıldır?
F.G.: Evet 15 dakikalık çocuk bölümümüz olacak her programda. Onlarla aram hep iyidir, açıkçası onlar da bana bayılır! Çünkü hiçbir zaman çocuğa çocuk gibi davranmam ben. Ben çocuğa 'naber arkadaşım' diye yaklaşırım...
E.S.: Gocunmuyorum ama programı Barış'ınkine benzetmek doğru değil. Bizler aynı ekolden insanlarız. Aynı dünya görüşünde olan insanların söylemleri de örtüşür. Benim de en büyük korkum; bu bölüm örtüşüyor diye Barış'ı taklit ediyormuşuz pozisyonuna girmek...
ö MFÖ'nün Fuat'ı olarak fazla ön planda olmadığınız ortada. Ve bu konuda sizin de sitemkar olduğunuzu herkes biliyor. Bu zamana kadar Mazhar Alanson ve Özkan Uğur birçok projede yer alırken, siz neden geri planda kaldınız?
F.G.: Ben kendimi emniyette hissedeceğim bir şeyin içinde olmak istedim hep. Benim için hangi ekipte olacağım, kiminle çalışacağım çok önemli. Erkmen 45 yıllık arkadaşım. Ve yaptığı programları nasıl yaptığını, işini nasıl ciddiye aldığını biliyorum. Bu bana çok uydu. Bana en son bir mafya babası rolü gelmişti. Herkes mafya babası rolünde zaten! Altından kalkarım ama bir dizide görünmek istemiyorum.
ö Neden, oyunculuk cazip gelmiyor mu?
F.G.: Oyunculuk; oynayacak bir oyununuz varsa caziptir! Ben eğitimimi oyunculuk olarak almadım. Zekası olan adam oynayabilir. Öğrenmesi gereken tek şey; oynamaması gerektiği! Yani 'o adam' olmak gerekiyor. Ve bu da o kadar kolay değildir! Başarısız olurum korkusu duymadım ama kendime yakın bir iş istedim. Bu programda hem müzik var, hem de kültür...
MFÖ'NÜN SONU NE OLUR BİLEMEM! ARTIK NEREDE TRAK ORADA BIRAK!
ö Bu program MFÖ'den bağımsız ilk projeniz mi olacak?
F.G.: Televizyon açısından ilk olacak. MFÖ'nün dışında Erdal Kızılçay'la birlikte 'Beatles Alaturka' yapmıştık. İngiltere'de İngiltere Kraliçesi'ne çaldık! Liverpool'da BBC Radio Merseyside Radio'da halkın isteğiyle bir numaraya kadar çıktı parçamız. Balet Plak albümünü de çıkardı. Ama Türk halkı ve basını pek ilgilenmemişti. Halbuki bugüne kadar kim çalmış İngiltere Kraliçesi'ne bilmiyorum!
ö Sizin yerinize Mazhar Alanson ya da Özkan Uğur gitseydi, daha mı çok ilgi gösterilirdi sizce?
F.G.: Hayır bu benimle ilgili değil... Bence önemli bir şeydi ama buradaki magazin havadisleri herhalde daha ağır basıyor...
E.S.: Banu Alkan varken kim takar sanatı!* Her birinizin ayrı ayrı projelerle gündeme gelmeniz yavaş yavaş MFÖ'nün parçalanmaya başladığı haberlerinin destekçisi mi? F.G.: MFÖ'nün sonu konusunda bir şey söyleyemem. Nereye kadar giderse artık... Nerede trak orada bırak durumu!
ö Dağılma fikri size ne hissettiriyor?
F.G.: 37 yıldır beraberiz... Mazhar-FuatÖzkan gibi bir grup bir daha zor gelir! Ben MFÖ'nün tamamen parçalanıp gitmesinden zevk almam. Çok emek verdik ama şartlar bizi o noktaya getirirse bir şey yapamam...
ö Şartlar derken?
F.G.: Herkesin kendi yaşantısı var. Eskiden daha çok aynı fikirde birleşirdik; şimdi ayrı görüşler, değer yargıları var. Dolayısıyla grubu devam ettirmekte zorlanıyoruz. Sıkıntılar var ve ne zaman çözülür bilmiyorum.
ö İlişkileriniz ne durumda? Günlük hayatınızda görüşmeye devam ediyor musunuz?
F.G.: Orta şekerli, çok keyifli değil... Zaten hep öyleydi. Bundan 10 sene öncesinden başlayarak şekerliden orta şekerliye döndü. Biz üç ayrı yaşamdan bir sentez oluşturduk ama artık beraber çalışmaya zorlanmaya başladık. Birbirimize vakit ayıramıyoruz. Herkesin hayatını nasıl geçireceğine dair kafasında bazı planlar var. Özkan, dizilerde çok başarılı. Mazhar da oyunculuk yapıyor. Bana da soruyorlardı; 'Sen neden yapmıyorsun?' diye. 'Onlar yapıyor diye illa ben de yapmak zorunda mıyım?' diyordum. Benim kimsenin bilmediği başka işlerim vardı zaten. Ama önemli şeylerdi bunlar. Yedi sene telif hakları kuruluşunun başkan yardımcılığını yaptım. Müzik okullarının açılmasında katkım var, birçok müzikal projelerin gerçekleştirilebilmesi için altyapı hazırlıkları yaptım, cingıllar, reklam müzikleri, dizi ve film müzikleri yapıyorum.
2 yorum:
Tekrarlanan herşey taklitciliğin ötesine geçmekte zorlanır. hele ki konu Barış Manço olunca sanırım program büyük bir baskı içerisinde başlayacak. Umarım bize kendini sevdirir.
Ben de severim Fuat Güner'i, hep güleryüzlü olan ve sessiz kalan üyesidir MFÖ'nün. Programi keyifli olabilir, izlemek lazim. İnsanlari daha cok strese sokan stüdyo programlariyla yanyana anilamayacagi da kesin... Eline saglik arkadasim.
Yorum Gönder